18.11.2016 tarihinde Ürünköy'de İl Müdürümüz Erkan KAHRAMAN, il Müdür Yardımcımız Halil İbrahim GÜRCAN, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü Ahmet GÜL'ün katılımıyla toplantı gerçekleştirildi.
Üreticilerimize sertifikalı tohum kullanımının ürün verimine ve ürün kalitesine katkısı anlatıldı. Sertifikalı tohumun çimlenme gücünün yüksek olduğu, daha dolgun daneler elde edilmesiyle protein oranı yüksek daha fazla ürün alınacağı, bitkilerin kardeşlenme gücünün daha fazla olacağı anlatıldı. Hububatta ekim normunun İlimizde 20 kg/da olması gerektiği ancak üreticilerin çok daha fazla tohum kullandığının tespit edildiği söylendi. Ayrıca Bakanlığımızca sertifikalı tohum kullanıldığında buğday ve arpada dekara 8,5 TL destekleme ödemesi yapıldığı belirtildi. Sertifikalı tohum kullanmanın; yapılan desteklemeler, satılan ürün fiyatı, selektör ve tohum ilaçlama masrafları göz önüne alındığında çiftçimiz için daha ekonomik olacağı ve sertifikalı tohum kullanmakla verimin artacağı söylendi. Arpada Aydan Hanım, Tarım 92, Seymen, Arcanda, buğdayda Experia, Bezostaja, Sönmez, Kate gibi ekmeklik kaliteli çeşitlerin ekilmesi tavsiye edildi.
Hububatta iyi protein oranına sahip ürün elde etmek için gübrelemenin önemli olduğu belirtildi. İlimizde üreticilerimizin gereğinden fazla gübreleme yaptığı, toprak tahlili yaptırarak gübrelemenin analiz sonuçlarına göre yapılması gerektiği söylendi. Fazla gübrelemenin hem ekonomiye zarar verdiği hem de çevre ve nitrat kirliliğine sebep olduğu belirtildi. Köyde yoğun olarak yapılan hububat tarımında gübreleme ile ilgili olarak kuru arazi şartlarında ekim esnasında taban gübresinin(DAP) 16-20 kg/dekar, üst gübrelemenin şubat ayında 10 kg/dekar üre veya amonyum sülfat, başaklanma öncesinde yani nisan ayı başında da 10 kg/dekar amonyum sülfat olacak şekilde 2 defada verilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca başaklanma öncesinde verilecek gübrede yağış durumu göz önünde bulundurularak gerekirse gübrenin sıvı halde yaprak gübresi olarak da verilebileceği anlatıldı. Bitki besin iz elementi olan çinko eksikliğinden dolayı bitkilerin gübrelemeden etkin faydalanmadığı bu yüzden de kardeşlenme zamanı en geç yabancı otla mücadele zamanında dekara 50 gr çinko sülfatın ilaç tankında eritilerek sıvı olarak verilmesi gerektiği söylendi.
İlimizde hububat alımında Toprak Mahsulleri Ofisinin 15 Mayıstan itibaren alım yaptığı ve protein oranına göre ürünlere değer biçerek alım gerçekleştirdiği söylendi.
Hayvancılık işletmelerinin yem giderlerini azaltması ve hayvanların dengeli beslenmesi açısından yem bitkileri yetiştirilmesinin önemi vurgulandı. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde hayvan başına en az 2 dekar yem bitkisi ekilmezse zararın kaçınılmaz olduğu, hayvan başına asgari 5 dekar yem bitkisi istendiği söylendi. Sonbaharda macar fiğ(2/3) ile arpa(1/3) veya tritikalenin karışık ekilebileceği belirtildi. Ayrıca yem bezelyesi ile arpanında karışık ekilerek protein içeriği yüksek yem elde edilebileceği söylendi. Üreticilerimizin yem bitkisi olarak yonca, fiğ, yem bezelyesi, lenox ekebileceği ve bu ürünleri eken üreticilerimize yoncada(sulu) 60 TL/da, tek yıllıklarda 40 TL/da, silajlık mısırda(sulu) 90 TL/da ilave olarak yem bitkisi desteklemesi verildiği söylendi. Ayrıca yeşil olarak biçmek şartıyla yulaf, arpa ve buğdaya da yem bitkisi desteklemesi yapıldığı anlatıldı. Hayvancılık işletmelerinde girdilerin %70'ini yem giderlerinin oluşturduğu ve yem bitkisi ekilerek bu oranın %20 seviyesine çekilebileceği belirtildi. Yem bitkilerinde slaj yapılacaksa biçim zamanının iyi ayarlanması gerektiği söylendi. Yoncada aralık-ocak aylarında 15-20 kg/da DAP, her biçimde de 10-12 kg/da azotlu gübreleme yapılması, yılın son biçiminin biraz yüksekten(12-15 cm) yapılarak bitkinin kışa dayanıklı girmesinin sağlanmasına dikkat edilmesi gerektiği anlatıldı.
Hayvancılık işletmelerinde yarı açık sistem önerildi. Hayvan kayıtlarının tutularak verdikleri süte göre yemleme yapılması gerektiği, hayvanların istediği kadar suyu istediği zaman içebilecekleri sistemin sağlanması gerektiği ve bunun da süt veriminde önemli bir faktör olduğu anlatıldı. Yeni doğmuş ve hastalıklara karşı savunmasız olan buzağılarda ilk 2 saat içerisinde kolostrum (Ağız Sütü) almaları gelişim ve hastalıklardan korunmaları açısından önemlidir. Yeni doğan buzağıların 24 saatte 8 litre ağız sütü içmesinin ve ağız sütünün en az 3 gün içirilmesinin gerekliliği anlatıldı. Kolostrumu eksik alan hayvanlarda gelişme noksanlığı ve hastalıklara karşı dirençsiz olması sebebiyle buzağı ölümleri görülmektedir. Eğer buzağıya ağız sütü verilemediyse 1 litre süte 5-6 yumurta karıştırılarak biberonla verilmelidir. 3.-4. öğünden sonra yumurta sayısı azaltılmalıdır. Buzağılara ağırlıklarının onda biri kadar günlük süt verilmesi ve 6.-8. haftadan sonra günde 100- 150 gram yem ile başlayıp yeme alıştırmanın daha verimli olduğundan bahsedildi. Buzağı yeminin toz halinde değil mutlaka granül yapıda olması gerektiği, ayrıca buzağılara ilk 3 ay slaj yedirilmemesi, kurutulmuş çayır otlarıyla beslenmesi tavsiye edildi.
Hayvancılık konusunda önemli bir diğer konuda ahır ve sağım hijyenidir. Ahırlarınızın giriş-çıkış alanlarında mutlaka dezenfektan çukurları olmalıdır. Ahırlarınızda sabit çizme kullanın, yabancı kimselerin ahıra girip çıkmasına izin vermeyin. Ahırlarınızın içini 15 günde bir, en geç ayda bir, dışını da en geç 2 ayda bir dezenfektanla veya kireç ile dezenfekte ediniz. Sağımdan önce sağım makinasının temizliği ve memelerin temizliği yapılmalıdır. Hijyen şartlarına uyarak kaliteli süt üretildiğinde kazançta artacaktır denildi.
İlimizde meyve yetiştiriciliği konusunda üreticilerimizin karşılaştığı sorunlar tartışılarak çözüm yolları konusunda tavsiyelerde bulunuldu. Meyve bahçesi tesis ederken mutlaka arazinin toprak tahlilinin yaptırılması ve arazinin meyvecilik için uygun olup olmadığının(toprak yapısı, meyili, don çukuru olup olmadığı vs.) arazinin coğrafyasına bakılarak tespit edilmesi gerekmektedir. Arazinin şartları uygunsa kaliteli ve sertifikalı fidan seçimi yapılmalıdır. İlimizde chandler ve fernor çeşidi ceviz yetiştiriciliği ile hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı aynı zamanda ilimiz iklimine de uygun olan ayva yetiştiriciliği tavsiye edilmiştir.
Bakanlığımızca faaliyete geçirilen Tarımsal İşletme Danışmanlığı sistemi hakkında üreticilerimize bilgi verildi. İlk başvuru ve irtibat için TİD görevlisi teknik elemanlara ulaşılması ve sorunların hızlı çözümü için diyalog halinde olunması gerektiği söylendi.
Toplantımıza 20 üreticimiz katılmıştır.